RÖPORTAJ: ELİF FİLYOS




Elif Filyos
Blogger -The Fashion Medley- / Pr danışmanı  



Merhaba Elif, bugünlerde nelerle meşgulsün?

Soruları aldığım sırada Türkiye’de ailemle hasret gidermekle meşguldüm. Şu an Montreal’e geri döndüm, blogumla uğraşıyorum her zamanki gibi. Yeni projeler ve iş imkanları var, noel nedeniyle ara verdiğim işlerime geri döndüm. Şehri geziyorum, yüzlerce Kafesi ve güzel sokaklarıyla hiçbir zaman gezmekten sıkılmayacağınız bir yer burası.
 


2014 ‘te gardırobuna neler katmayı planlıyorsun?

Alışveriş hastası olduğum için aslında her şeyi katmayı planlıyorum ama bu işten hem maddi hem manevi olarak sıkılmaya başladığım için kendi kendime listeler yapmaya çalışıyorum. Üzerinde çok düşünülmeyen, kaliteli ve klasik parçalara daha çok yatırım yapmayı düşünüyorum; dolabım trendlere uygun kıyafetlerle dolu ama ne zaman giyinsem çok basic bir parçanın eksik olduğunu fark ediyorum. Aslında hiç ihtiyacım olmadığı halde birkaç manto daha alacağım kesin, neyse ki çoğunu vintage alıyorum. Yıllardır gözümü diktiğim Proenza Schouler ps11’i sonunda alacağım diye umuyorum bir de siyah şık bir mule almak istiyorum, Alexander Wang veya Tibi’ninkiler çok güzel. (Veya kendimizi hiç kandırmayalım, Zara bir benzerini yapacaktır ve ben gidip onu alacağım tabii ki de…) 


Çok soğuk bir yerde, Montreal’de yaşıyorsun.
Bize soğuklarda da şık görünmek için ipuçları verir misin?

İnanın bazen birinin bana bu konuda ipuçları vermesini istediğim oluyor! Aynanın karşısında “insan bu soğukta nasıl güzel giyinebilir Allah’ım!” diye isyan ettiğim anlar çok maalesef. -15e kadar kotarabiliyorum, o konuda ipuçları vereyim, ki o soğuklara Ankara ve Milano’dan alışığım zaten. Erkek gibi giyinmeyi çok seven bir insan olarak kat kat giyinmek bana hiç zor gelmiyor; en alta bir tişört veya gömlek, üstüne yün veya kaşmir kazaklarımdan birini giyiyorum. Üstüne tek kat manto genellikle Montreal için yeterli olmuyor o yüzden tercihen yün bir ceket onun üstüne de oversize mantolarımdan birini giyiyorum. Bahsettiğim bu kıyafetin diğer alternatifi kaz tüyü mont zaten, başka bir şansınız yok. Neyse ki Kanadalılar’ın çok sıcak tutan kaz tüyü montları var, eğer içinizi incecik giyinmek istiyorsanız bu montlar sayesinde ne isterseniz giyebiliyorsunuz. 


Gardırobundaki en değerli vintage parça hangisi?

Maddi olarak 70’lerden kalma Ralph Lauren beyaz pilili etek ve 90’lardan krem Calvin Klein manto. Manevi olarak babaannemden kalan zirkon broş, Milano’dan aldığım krokodil çanta ve en son Montreal’den aldığım gri tüylü oversize manto. 


Vintage parçalarını günlük hayatta nasıl kombinliyorsun?

Tarzım pek dönem tarzı olarak adlandırılabilecek bir stil değil; 50’lerin romantizmi, 60’ların mod tarzı, 70’lerin bohemliği, 80’lerin renkleri, 90’ların grunge havasının hiçbiri tek başına beni yansıtıyor diyemem, o yüzden vintage parçaları seçerken mutlaka gündelik giyimime ve gardırobumun geri kalanına uyum sağlayacak şeyleri seçmeye çalışıyorum. Zaten moda bir kısır döngü olduğu için eskilerde bulamayacağım bir şey yok. Sadece ayakkabıları vintage almıyorum bir de çoğu ceket ve bluzun kesimleri (omuz nedeniyle) üzerime olmuyor, onun dışında her şeyi alıp uyarlayabiliyorum.
 


Vintage alışveriş yaparken dikkat ettiğin noktalar nelerdir?

Genellikle desensiz ve yıllar içinde deforme olma imkanı olmayan kumaşları tercih ediyorum. Temiz ve defosuz olmasına dikkat ediyorum. 80’lerin vatkalı ceketleri, 70’lerin İspanyol paça pantolonları gibi ikonik ve uyarlanması zor modellerden ziyade daha klasik parçalar her döneme ayak uydurabiliyor. 


House of Austen’dan en sevdiğin beş ürünü bizim için seçer misin?

Lale desenli gömlek, lacivert deri çanta, altın rengi saat, lennon güneş gözlükleri, Marlene Dietrich art print












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder